Facebook, Instagram ve Twitter gibi sosyal ağlar, tüketicilerin giderek daha fazla çevrimiçi alışveriş yapmak ve markalarla bağlantı kurmak için yöneldiği alanları oluşturuyor. Son dönem yapılan araştırmalar, sosyal ticaretin en etkili e-ticaret pazarı olduğunu ortaya koyuyor.
Ancak tüm markalar, satış yapmanın bir aracı olarak sosyal ticaretin ve sosyal medyanın değeri ile ikna olmuyor. Sosyal mecralar ise markalarla satın alma fırsatlarına izin vermeye devam ediyor ve bu da doğrudan sosyal medya hesapları üzerinden ürün satışına izin veriyor
Facebook, geçtiğimiz yıl sitenin özel alışveriş bölümünü iyileştirmek ve mobil alışveriş deneyimini geliştirmek için daha fazla gelişme olacağını duyurmuştu. Günümüzde kullanıcılar, Facebook’tan ayrılmak zorunda kalmadan favori ürünlerini satın alabilecek duruma geldi.
Instagram, görüntü paylaşım platformunu tüm reklamverenlere açarak, kullanıcıların yayınları görüntülemelerine izin veren; ‘Şimdi Satın Alın’, ‘Şimdi Alışveriş Yap’ veya ‘Şimdi Yükle gibi düğmelere tıklanan yeni reklam biçimleriyle şekillenen platformunda bazı değişiklikler yaptı.
Twitter bu alanda bir yenilik geliştirmeyerek kan kaybı yaşıyor.
Snapchat ise e-ticaret platformunu bu yıl tanıtmayı planlıyor.
Tüketiciler her ne kadar markaların sosyal medya hesaplarından gelen satış yönlendirmelerine umulduğu kadar ilgi göstermese bile, hala bu hesapları ilham almak ve bağlı kalmak için kullanıyorlar.
Genel olarak bakıldığında kullanıcılar, günlük alışveriş alışkanlıklarının bir parçası olarak sosyal mecraları ziyaret ederek, satın alma kararlarını etkileyecek yayınları, reklamları ve görüntüleri kaydederek arşivlerine ekliyor. Dolayısıyla, birçok kişi sosyal medya platformlarını yalnızca markaları takip etmek ve arkadaşlarıyla iletişim kurmanın yanında satın alma kararları almak için de etkili şekilde kullanıyor.
We Are Social ve Hootsuite’in ortaklaşa düzenlediği “2019 Yılı Global Dijital Raporu” güncel e-ticaret verileri hakkında fikir sahibi olmamızı kolaylaştırıyor.
Rapora göre; kullanıcıların %84’ü bir hizmet satın almadan önce İnternet üzerinden araştırma yapıyor.
E-ticaret alışverişlerinin %55i, mobil cihazlar üzeriden yapılıyor. Türkiye’de bu oran %50 seviyesinde gerçekleşiyor. Türkiye’de e-ticaret’e olan talep geçen yıla göre %5 oranında artış göstermiş. Talep artışı rekortmeni ise %14 ile Danimarka.
Global olarak e-ticaret alanında en fazla ilgi gören alanlara gelince;
E-ticaret sektörünü yönlendiren en etkili iki güç, artan tüketici talepleri ve değişen tüketici davranışları ile ilgili. Bu değişimde hiç kuşkusuz kapsayıcı bir rol üstlenen sosyal medyanın etkisi var. Tüketiciler artık daha talepkar, çeşitlilik ve avantajlar arıyorlar, dahil olma ihtiyaçları ise her geçen gün artıyor. Sosyal mecraların kullanım yaygınlığına bağlı olarak genişleyen iletişim kanalları, tüketicilerin birçok kanalı kullanarak ve her türlü bilgiye – her türlü alışveriş olanağına ulaşabilmesini mümkün kılıyor.
Sosyal medya alışveriş, ticaret ve teknolojiyi de dahil ettiği yapısıyla kapsayıcı okyanus gibi. Artan tüketici taleplerinin anlık olarak karşılanması, beklentilerin çözümü ve değişen tüketici davranışlarını – tüketicinin alışveriş yolculuğunu gözlemlemek konusunda temel bir kaynak sunuyor.
Tüketicileri dinlemek, olası sorun ve şikayetlere hızlı bir şekilde dönüş sağlamak, mevcut dünya koşullarına uygun içerikleri kullanmak, tüketicileri marka hikayesine dahil etmek güçlü bir sosyal medya varlığı ile mümkün. 2010’dan beri alternatif mecra gibi görülüp reklam harcamalarında yer bulan sosyal medya, e-ticaret satışı artıran bir güç olarak 2019 yılında da büyüyecek.
20.03.2019